Foto: © imago images / [Seskim Photo]
Öncelikle yeni sezonda herkese bol şans ve başarılı haftalar dilerim. Bu sezonla birlikte “Aklımızdaki sorular“ yazısı ile sizlerle birlikte olacağız…
3-5-2 rüzgarı ligimizde de eser mi?
Milli takımlar çoğu zaman büyük ulusal turnuvalarda oyun formasyonlarında bazı dönüşümler gösterir ve başarılı olan bu yeniliklerin bu turnuvaları takip eden yıllarda kulüp takımları tarafından da uygulandığına şahit olmuşuzdur. Geçmişte Yunanistan, İtalya, İspanya, Portekiz gibi takımların turnuvalarda elde ettiği başarıların etkilerini Avrupa futbolunda kulüpler bazında da görmüştük. Son olarak Euro 2020 turnuvasında da birçok takımın 3-5-2 sistemine dönüş yaptığını bariz olarak gözlemleyebiliyoruz. İngiltere, Hollanda, Belçika gibi bir ekole sahip takımlar turnuvada üçlü defans oynadılar. Şimdi ise farklı liglerde birçok takımın bu sistemi ilk oyun planı olarak görerek buna yönelik denemeler yaptığını görüyoruz. Bizim ligimizde de 3-5-2‘nin geçen yıl en önemli temsilcisi Gaziantepspor’du. Rumen teknik adam Sumidica’nın başarı ile bu dönüşümü gerçekleştirdiğini söyleyebiliriz. Bu yıl da Vitor Pereira’nın takımını 3 stoper oynatacağını biliyoruz. Fenerbahçe’ye ilave olarak Alanyaspor, Karagümrük, Konyaspor gibi takımların defansif olarak kadro portföyleri bu sisteme uygun ancak tercih ederler mi bilinmez çünkü 3-5-2 için 3 stoperin önemi kadar özellikle 3.bölgede oynayan oyuncuların takım savunmasına katkısı da hayati önem taşıyor ki bu konuda genel olarak ligimizde büyük bir problem var. Gaziantep’in başarısından bahsederken, bu noktada başarılı sonuçlara rağmen ligde topa sahip olma oranı en düşük olan 1-2 takımdan biri olduklarının altını da çizmeliyiz. Bu nedenle özellikle Fenerbahçe gibi büyük hedefleri olan takımların mücadele gücüne dayalı oynanan ligimizde topa sahip olma ve kreatiflik arasındaki dengeyi kusursuz sağlaması gerekir ki başarılı olabilsin. Bu konuda sanırım takımlara 3-5 hafta zaman tanımak ve ondan sonra net bir fikre sahip olmak daha iyi olacak. Belki beklemediğimiz takımların bu sistem ile lige başladığını görürken belki de sezon içerisinde 3-5-2’ye dönüş yapan ya da bu sistemden vazgeçen takımlar göreceğiz.
Galatasaray’da bekleri nasıl değerlendirelim?
Geçtiğimiz sezon Galatasaray savunma beklerinden umduğunu bulamamıştı. Hücum anlamında yeteri katkıyı alamamak ile birlikte savunma tarafında da bekleri çok aksamıştı. Bu sebeple hem sağ hem sol beke transferler yapıldı. Gelen isimler Hollanda milli takımının sol beki Van Aanholt ve genç Fransız Sacha Boey oldu. Her transfer mutlaka risklidir, bu isimler de tutar ya da tutmaz sezon içerisinde göreceğiz ancak profil olarak doğru isimler olduğunu düşünüyorum. Sacha’nın UEFA Kupası ilk maçındaki performansı ve attığı gol nedeniyle ciddi bir hücum silahı olacağı beklentisinin aksine atletik yetenekleri, çeviklik ve top kapmadaki başarısı ile daha çok savunma tarafında denge beki olarak planlandığını, Aanholt’dan ise daha fazla hücum katkısı beklendiğini ve oyun planının bu yönde olacağını düşünüyorum. Tabii ki henüz 20 yaşında olan Boey’un hücum anlamında da çok ciddi bir potansiyeli olduğunu ve oynama tecrübesi arttıkça hücum karakterini de oturacağını unutmayalım, o zaman daha net bir değerlendirme yapabiliriz. Bu noktada Boey’un önünde oynayacak hücum oyuncusu da belirleyici olacaktır ancak Galatasaray’da bu bölgede kimin oynayacağı henüz belli değil. Geçen sene Ghezzal-Rosier uyumunun şampiyonluğa büyük etkisini gördük. Sonuç olarak Sacha Boey’u mutlaka değerlendireceğimiz haftalar olacak ama sezon başı itibarıyla özel bir durum olmadığı ve maliyet el verdiği ölçüde benim kadrolarımda Aanholt bir adım daha önde olacak. Ancak bu konuda Aanholt’un henüz tam hazır olmadığını ve kondisyon eksikliği olduğunu da ekleyelim.
Beşiktaş’da forvet kim olur?
Aboubakar’ın ayrılığı sonrası Beşiktaş beklenen forvet transferini bir türlü gerçekleştiremedi. Aslına bakarsanız Şampiyon Ligi oynayacak temsilcimizin bu sorunu bence çoktan çözmesi ve takımın 1.forvetini belirlemiş olması gerekirdi. Gündemde birçok isim dolaşıyor ancak şu bir gerçek ki takım ligin ilk maçına as forvet transferi olmadan çıkacak. Eldeki kadroda ise daha önce bu mevkide oynamış Kenan Karaman ve Güven Yalçın var. Alex de lig için bu sorumluluğun altından bir süreliğine kalkabilir ancak o da hazır değil. Eldeki en iyi alternatif Kenan Karaman olarak görünse de Güven Yalçın’ın da şans bulma ihtimali var. Bu konuyu Comunio açısından düşünürsek, Kenan Karaman forvet oynasa da ya da farklı bir mevkide görev alsa da ilk 11 başlama ihtimalini daha kuvvetli görüyorum. Bu nedenle kazanmaya en yakın takımlardan biri olan Beşiktaş’dan skor beklentisi ile tercih yapacaklar N’koudou’nun yanında Kenan Karaman için de mutlaka bir değerlendirme yapsınlar. Maçın ligin açılış maçı olduğunu ve kadroları göreceğimizi de lütfen unutmayın.
Boupendza ve Mohamed oynar mı?
Örneğin bu hafta geçtiğimiz sezonun 2.yarısından herhangi bir hafta olsa sanırım Mostafa Mohamed ve Boupendza hiç düşünmeden, tereddütsüz tercih edilen forvetlerden olurdu. Ancak bu konuda 2 özel duruma dikkatinizi çekmek isterim. Mohamed’in gözle görülür, çok ciddi bir formsuzluğu var. Bu durum dönemsel bir konu ve ilerleyen haftalarda mutlaka formunu yakalayacaktır diye düşünüyorum ancak Diagne oldukça kuvvetli görünürken Mohamed’in ilk 11 başlayıp başlamaması hakkında bir fikir sahibi olmak için Uefa kupası rövanş maçını beklemek lazım. Burada maça ilk 11 mi kulübe de mi başlayacağı, alacağı dakika ve göstereceği performans bir ışık tutacaktır. Geçmiş yıllarda Fatih Terim’in Burak Yılmaz, Sneijder, Gomis, Belhanda gibi isimleri formsuz dönemlerinde bir süreliğine yedeğe aldığını ve sonrasında bu oyuncuları daha diri olarak 11’e döndüğünü defalarca gördük. Yine aynı yöntemi Mohamed’de de uygulayabilir. Tüm formsuzluğuna rağmen 11 başlayacağına kesin kanaat getirebilirsem mutlaka tercih edeceğim ancak bu konuda oldukça temkinliyim. Boupendza’nın durumu ise daha farklı. Farklı ülkelerden çok farklı takımlar ile ismi anıldı. Hatta ülkemizde büyük takımlara da transferi gündemdeydi ancak lig başladı ve hala Hatayspor’un futbolcusu. Kulübü onun adına ne karar verdi henüz bilmiyoruz. Satma kararı net ise kadroda olmayabilir ya da çok az süre alabilir ancak bu yıla da en az devre arasına kadar Hatayspor’da başlayacaksa yine takımının ve ligimizin en önemli gol silahlarından biri olması kaçınılmaz. Rakip de Kasımpaşa gibi büyük defansif problemleri olan bir takımken ben son ana kadar bekleyip aksi bir haber yoksa Boupendza’yı kadroma alma taraftarıyım. Ancak tekrar etmek isterim ki bu riskli bir tercih olacaktır.
Trabzonspor maçları gollü mü olur?
Bu sorunun cevabı bence en azından bir süre daha kesinlikle evet. Alında bakarsanız geçen hafta Molde maçı Trabzonspor’un mevcut durumunun çok güzel bir özeti oldu. Trabzonspor’da Abdullah Avcı’nın kabuk değiştirdiği hissediliyor, çok gol pozisyonuna giren çok gol atan ancak savunmada da her an hata yapma ve gol yeme olasılığı olan bir takım izlenimi veriyorlar. Nwakaeme, Gervinho, Bakasetas, Cornelious, Djaniny, Abdülkadir, Hamsik, Koita, Yusuf Sarı ve hatta durumu belirsiz olsa da Ekuban gibi ligin çok üstünde bir hücum hattı var. Bu hücum hattına karşılık savunma tarafına baktığımızda ise henüz ne derece performans alınacağı belli olmayan Bruno Peres, Serkan Asan, İsmail Köybaşı bek rotasyonu ile stoperde sadece Hugo ve Edgar isimlerini görüyoruz. Örneğin stoperlerden biri ceza, sakatlık gibi bir sorun yaşasa takımda ne derece değişiklik olacak bilemiyorum ki mevcut durumda bile savunma maalesef güven vermiyor. Abdullah Avcı geçen yıl Trabzon’da göreve geldikten sonra önce takım savunması üzerine çalışmıştı, şimdi ise bence bu çalışmanın üzerine çok daha fazlasını koyması gerekecek. Hocanın transfer beklentisi de mutlaka vardır savunma hattına ama ciddi bir mesai onu bekliyor bu koduna. Sonuç olarak savunma sıkıntılarını giderene kadar Trabzonspor’dan tüm hücum oyuncularını kadromuza alabiliriz ancak defans tercihlerinden uzak durmakta hatta rakipten gole yakın isimleri kadrolarımıza katmakta fayda var. Örneğin bu hafta Trabzonspor favori olsa dahi Malatyaspor’dan oynayabilir durumdaysa Adem Büyük ya da Tetteh’i kadroma alarak karşılıklı oyuncu tercihleri yapmayı düşünüyorum. Tetteh’den bu yıl bir patlama beklediğimi de özellikle belirtmek isterim.
Galatasaray’dan garanti tercih kim olur?
Galatasaray için yeni kurulan bir takım diyebiliriz. Sağ bek, sol bek, stoper ve orta saha oyuncuları ile kadro takviye edildi. Bekler ve Mohamed hakkında görüşlerimi önceki kısımlarda bildirmiştim ancak orta sahada da kimlerin sahada olacağı merak konusu. Açıkçası Galatasaray’da skor katkısı açısından en garanti ismin Kerem Aktürkoğlu olduğunu düşünüyorum. Büyük bir sürpriz ya da şanssızlık görmezsek Kerem’in ilk 11’de yeri garanti gibi. Geçtiğimiz sezonun sonlarına doğru artan formu ile dakika almasa bile Euro 2020 kadrosunda da yer bulan genç oyuncunun bu yıl gelişimini tamamlama yılı olabilir. Top ile olan sürati ve adam eksiltme yeteneği gerçekten yüksek ancak bazı pozisyonlarda gereğinden fazla telaşlı görünüyor ve yanlış tercihler yapabiliyor. Fatih Terim’in ona yatırım yapacağı çok net ve onun bu şansa nasıl karşılık vereceği kaderini belirleyecek. Şahsen sorunları olmak ile birlikte bu sorunları aşma potansiyeli olduğunu da düşünüyorum. İzleyip göreceğiz ama ben ilk maçtan Giresunspor gibi henüz kırılgan bir savunma karşısında Kerem’in etkili olabileceğini düşünüyorum. Galatasaray’dan mutlaka kadroma alacağım isim Kerem olacak. İlaveten henüz kesin bir fikre sahip olamasak da duran toplarda da topun başında göreceğimizi düşündüğüm Cicaldau riski de gayet makul görünüyor.
Mesut Özil artık kadrolara girer mi?
Geçtiğimiz sezon büyük bir sükse ile Fenerbahçe’ye transfer olan Mesut Özil çok hafta kadrolarımızda yer bulsa da maalesef beklenen katkının çok uzağında kaldı ve Comunio severleri üzdü. Bu sezon ise yeni hoca, yeni taktik ile beklenen Mesut Özil’i izleyebilir miyiz diye hepimiz düşünüyoruz. Öncelikle Mesut’un yeteneğini ve kariyerini inkar etmemiz mümkün değil ancak Mesut’un ligimizde başarılı olması için tamamen sistemin onun üzerinden ilerlemesi gerektiğini düşünüyorum. Geçen yıl gerek sakatlık gerekse hoca tercihleri ve oyun sistemi dolayısıyla hayal kırıklığı yarattığı ortada. Bu yıl ise hazırlık maçlarında bu konuda bazı işaretler alsak da ben biraz daha bekleme taraftarıyım. Fenerbahçe’de yeni sistemin başarısı için Mesut kilit rol oynuyor ve ilerleyen haftalarda bu konuda daha net fikir sahibi olacağız. Zaten Mesut Özil’in yeteneklerini kullanmaya başladığını görürsek, kadrolarda ilk düşüneceğimiz oyuncuların başında olacak. Özellikle ilerlemiş yaşına rağmen asist yeteneği sayesinde ilk akla gelen isimlerden olacaktır.
Sen de Comunio heyecanına ortak olmak istiyorsan -> tıkla!