Foto: © imago images / [Seskim Photo]
Comunio Süper Lig ekibi olarak haftanın en merak edilen olaylarını, o haftaya dair en önemli soruları yazıp, meraklarınızı gidermeye çalışacağız. Bir nevi siz Meraklı Melahat’ları tatmin etmek için uğraşacağız. Bakalım başarabilecek miyiz? Haydi başlıyoruz…
Emre Belözoğlu nasıl başlar?
2 sezon önce Başakşehir ligde fırtına gibi esmiş ve Okan Buruk yönetiminde oynadığı futbol ile büyük beğeni kazanarak şampiyon olmuştu. Bir sezon sonra, yani geçtiğimiz yıl ise kötü sonuçlar neticesinde Okan Hoca ayrılmış ve yerine gelen Aykut Kocaman ile bırakın şampiyon olmayı, ligin son haftalarına kadar büyük bir küme düşme korkusu yaşadılar. Bu sezona da kötü başlayıp işler yolunda gitmeyince yine hoca değişti ve Aykut Kocaman yerine Emre Belözoğlu göreve geldi. Bu arada, bence bir kez daha görmüş olduk ki Aykut Kocaman ile bir takımın ligde başarı elde etme şansı yok. Çünkü maalesef ilkel bir oyun anlayışı var Aykut Hoca’nın. Emre Belözoğlu ise aslına bakarsanız geçtiğimiz sezon Fenerbahçe’nin başına geçtikten sonra takım bir ivme kazandı ve sadece 1 maç ile şampiyonluğu kaybettiler. Sonuçta evlerinde Sivasspor’a karşı kazansalar Emre Belözoğlu’da teknik direktörlük kariyerinin hemen başında şampiyon hoca ünvanını kazanacaktı. Bu nedenle Fenerbahçe’nin teptiği şans kadar Emre Hoca da büyük bir apoleti kazanma şansını tepti. Bu arada bana göre o maç Emre Belözoğlu’nun yaptığı taktik ve tercih hataları nedeniyle kaybedilmişti. Neyse, şimdi önünde yeni bir sayfa ve kariyer başlangıcı şansı var. Başakşehir doğal olarak hiç yabancı olmadığı ve oyuncularını tanıdığı hatta birlikte oynadığı bir ekip. Bu şartları da düşününce dibe vurmuş bir takım devralması en büyük şansı olacak. Bu hafta başlangıcı Beşiktaş ile yapması ise belki bir şanssızlık gibi görülebilir ancak motivasyon sağlama açısından bu durumu avantaja çevirme ihtimali de var. Ne olursa olsun eski dost yeni hoca Emre Belözoğlu ile kazanmak ve çıkışa geçmek isteyecektir Başakşehir. Bu nedenle Beşiktaş kazanmaya yakın olsa da net favori diyemiyorum ve Comunio açısından uzak durmayı tercih etmeyi düşünüyorum ama Başakşehir tarafından Visca ve Okaka, Beşiktaş tarafından ise Batshuayi ve Rosier klasik tercihler olarak değerlendirilebilir. Bu tercihe Cuma akşamı kadroları görünce de karar verebiliriz. Son olarak ilave etmek istediğim konu ise Nacer Chadli… Hala Başakşehir’in kadrosunda ve ligde tüm takımlarda forma giyebilecek kalitede bir oyuncunun bir türlü değerlendirilmemesi inanılır gibi değil. Emre Belezoğlu umarım ondan yararlanır ki, takımın gerçekten ihtiyacı var.
Trabzonspor – Fenerbahçe derbisini kim kazanır?
Pereira’nın bu yıl sağladığı en önemli katkı defansif anlamda oldu. Geçtiğimiz yıllarda kalesine gelen ilk şutun gol olması ile eleştirilen Fenerbahçe zor gol yiyen bir takım kimliğine doğru ilerliyor. Bu durum belki hücum anlamında sıkıntı yaratıyor ama hoca 3 stoperli oyundan ısrarla vazgeçmiyor. Her ne kadar geride bekleyen takımlara karşı zorlansalar da ligin zirvesinde Fenerbahçe var. Hücum opsiyonları geliştikçe ve roller belirgin hale geldikçe üretkenlik de artacaktır fakat bunun için hala daha zamana ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Ev sahibi Trabzonspor kariyerinde temkinli oyunu tercih eden Abdullah Avcı ile açık bir futbol oynuyor. Onların sorunu ise rakiplerinin tam tersine savunmada. Bu nedenle sezon başından beri seyir zevki açısından en renkli takım Trabzonspor. Bu hafta bu iki takımın karşılaşmasında ise kılıçlar çekilecek, Trabzonspor hücum Fenerbahçe ise savunma gücüyle maçı kazanmayı arzulayacaktır. Marek Hamsik’in sakatlık durumu olmasa aslında favori Trabzonspor olurdu fakat Hamsik gibi bir organizatör oynamazsa ilk defa onsuz kalacak Trabzonspor sıkıntı yaşayabilir. Fenerbahçe tarafında ise yoğun bir milli maç temposu ve yolculuktan dönecek olan sezonun en formda ismi Enner Valencia kafalarda soru işareti bırakıyor. Bu maçtan tercih yapacak olsam riske girmede Bakasetas ve ya Nwakaeme’den birini kadroma katıp geçerim.
Sumudica kaldığı yerden devam eder mi?
Bu soruyu iki açıdan ele almak gerekiyor. Saha içinde futbol, taktik, oyun dışı konularda değerlendirirsek hiç şüphesiz Sumidica bir “şovmen” olarak kaldığı yerden devam edecek ve birçok kişi tarafından eleştirilecektir. Ben de bu eleştirilere tamamen katılıyorum ancak işin diğer boyutunda, yani futbola odaklandığımızda Sumudica’nın ligimiz için ortalama üstü bir hoca olduğunu düşünüyor ve beğeniyorum. En basitinden bugün Fenerbahçe’nin hatta Euro 2020’de çok sayıda milli takımın denediği 3-5-2 sistemini geçtiğimiz yıllarda Gaziantep’de başarı ile uygulamıştı. Hatta ligde topa en az sahip olup, en çok koşan takımlardan biri olarak üst sıralarda yer buldular. Sıkı takipçilerimiz hatırlar bu konuda kendisini çok övmüştük. Rumen Hoca’nın ligimize tekrar dönüşü ise Yeni Malatyaspor ile oldu. Açıkçası Malatyaspor bazı yıldızlarına rağmen genel olarak kadro kalitesi açısından ligde en vasat takımlardan bir tanesi ve işleri oldukça zor olacak. Bu noktada bence doğru tercih yaptılar ve hem ligimizi tanıyan hem de başarı egosu yüksek bir ismi göreve getirdiler. Sumidica bu durumu bence bir meydan okumaya çevirecektir. Yine 3-5-2 sistemi ile yola çıkacağını düşünüyorum fakat sezon başında bu sistemi İrfan Hoca denemişti ve maalesef o takım bugüne kadar gördüğüm 3-5-2‘yi en kötü uygulayan takımlardan bir tanesiydi. Eğer bu sistem tutarsa Mustafa Eskihellaç ve Mounir Chouar takımdaki en önemli isimler olarak Adem/Tetteh’e eşlik ederler. Bence strateji bu doğrultuda olacak ama bunun için biraz zamana ihtiyaçları olacaktır. Bu hafta formda ADS karşısında tutunmaları zor. Özellikle Vargas ve Balotelli mutlaka kadrolar için önemli alternatiflerden olacaktır.
Galatasaray’da forvet üçlemi nasıl çözülecek?
Genelde bu soruları X ikilemi, A/B ikilemi diye sorarız ancak Galatasaray’da 3 forvet var ve şu ana kadar bu isimlerden bir tanesi form olarak diğerlerine üstünlük kurmuş, bu takımın birinci santrforu ben olurum demiş değil. Bu nedenle her hafta Fatih Terim’in kimi oynatacağı tam bir rulet haline geldi. Bu konuda taraftar da 3’e bölünmüş durumda. Kimi yerli olması ve yeteneği ile Halil diyor, kimi Mostafa birinci forvettir diyor kimi ise Diagne formayı almalı diyor. Bu hafta ise durum iyice karışık çünkü hepsi de form olarak iyi durumda. Şimdi sizlere sadece son 1-2 haftalık durumu ileteyim.
Diagne: Rize’de oyuna girdi, tam manasıyla maçı kazandırdı. Milli aradaki hazırlık maçında 2 gol attı.
Mostafa: Rize’de 11 başladı 2 gol attı, milli takımında 1 gol 1 asist ile oynadı.
Halil: Göztepe maçında kıvılcımı yaktı. Rize maçında ve milli takımda gol atamasa da çok etkiliydi.
Benim bildiğim Fatih Terim takımına, daha doğrusu savunma ile orta sahasına güvense ve elinde bu kadar forvet opsiyonu varsa hiç düşünmeden 4-4-2 ile çift forvetli sisteme dönmüştü. Yakın geçmişte Baros-Elmander-Necati ya da Burak Yılmaz-Drogba-Umut Bulut gibi isimlerden oluşturduğu çift forvet ile ligde şampiyon olurken Real Madrid, Juventus gibi deplasmanlarda dahi çift forvet oynamıştı. Bugün için ise Galatasaray’ın defans ve orta saha, hatta forveti de katalım takım halinde savunmada çok aksadığını görüyoruz. Kısacası ava giderken avlanmak olası görünüyor. Ama hocanın mutlaka aklında bu sistemin olduğuna eminim ve o maç Konyaspor maçı mı olur emin olamam ama mutlaka bir yerlerde sırası gelecek. Galatasaray’ın bu hafta zor da olsa kazanacağını düşünüyorum ve yukarıda “rulet” olarak tanımladığım forvet tercihi için bu kumarı oynayacağım. Ben tercihimi Mostafa Mohamed için kullanarak kadroma onu alacağım. Rakibe göre en uygun isim bence o ama yine de siz temkinli olun lütfen. Daha garanti tercih için Kerem ve Cicaldau, az risk için Morutan, riskli tercih için ise Mostafa önerilerim. Son bir not daha bırakayım; sezon başından beri 11 oynayan ve yerli kontejanına katkı veren Berkan Kutlu cezalı olacak. Alpaslan, Emre Kılınç, Kerem, Halil, Taylan dönem dönem ilk 11 başladılar ancak Rize maçında oyuna girdikten sonra çok iyi oynayan Ömer Bayram, Berkan’ın da yokluğunda Fatih Hoca’nın elinde güzel bir opsiyon olabilir. Kornerleri de kullanan ve asist konusunda geçmişte ortalama üstü istatistikler sergileyen Ömer Bayram oynarsa haftanın sürprizlerinden olabilir. Ayrıca hazırlık maçında frikikten bir gol attığını da belirteyim.
Kasımpaşa – Göztepe maçında yanan kim olur?
Öyle bir maç ki kaybeden için kaos kaçınılmaz gibi. Hatta belki de artık gayet doğal hale gelen, kanıksadığımız hoca değişimlerinden birisi bu maç sonrasında yaşanacak. Aslında hem Cihat Arslan hem de El Maestro göreve sezon başladıktan sonra geldi. Takımla birlikte bir hazırlık dönemi geçiremediler ama yine de toparlanmak için fazla sabır gösterilmeyebilir. Kaybeden takımın yönetimi şapkasını önüne koyup sezonun kalanı için yani 10.hafta ile birlikte radikal kararlar almak zorunda kalabilir. 8 haftada sadece birer kez kazanan Kasımpaşa ve Göztepe ikinci galibiyet için savaşacaktır. Çok sert bir maç beklediğimi öncelikle belirteyim. Her iki takımın savunması da güven vermiyor. Özellikle Göztepe’de genç oyuncuların tecrübesizlikleri hissediliyor. Kasımpaşa tarafında da henüz oturmuş bir savunma düzeni yok. Böyle savunmalara sahip 2 takımın da savunmasına güvenerek bir plan yapması intihar olabilir ve gol için saldırırlar diye düşünüyorum. Bu nedenle kimin kazanacağından bağımsız Umut Bozok ve Yusuf Erdoğan ile N’diaye ve Halil Akbunar ikililerinden aklınıza yatanları kadrolarınız için değerlendirebilirsiniz. Sürpriz olarak ise takım kaptanlığa yükselen Ryan Donk, bir duran top golü umuduyla aklımda.
3 büyüklerin penaltıcıları alınır mı?
Bildiğiniz gibi kadrolarımızı oluştururken özellikle o maçın favorisi olan takımdan duran topları kim kullanıyor diye hep dikkat ederiz. Hatta böylesi önemli bir konu için hepimizin takip ettiği bir içeriğimiz de var hepimizin takip ettiği. Hele ki zaman zaman kaçsa da penaltılara çoğumuz bedava puan gözüyle bakar ve penaltıcılara genelde öncelik vermeye çalışırız. Her yıl olduğu gibi bu sezon da bu konuya dikkat ediyoruz ancak bu sefer enteresan bir durum var ligimizde. Şöyle ki 8 hafta oynanan ligimizde 3 büyük takımımızın toplamda sadece 1 penaltı golü var. 8 hafta boyunca Beşiktaş ve Fenerbahçe beyaz noktaya hiç gelmezken, Galatasaray sadece sezonun ilk maçında Giresunspor’a karşı penaltı atmış. O maçta da 2 penaltının 1 tanesi gol ile sonuçlanmış. Yani düşündüğümüz zaman büyük takımlarımızın lehine, oynadıkları toplam 24 maçın sadece 1 tanesinde penaltı kararı çıkmış. Bu durumun sebebi hakemler, rakip savunmalar, oyun sistemi vs.olabilir ama yine de alışkın olduğumuz bir durum değil. Bakalım bu hafta bu durum değişecek mi göreceğiz ama bir süre büyük takımlardan penaltı atar diye adam almayacağım.
Alanyaspor’un formu devam eder mi?
Geçtiğimiz sezon Çağdaş Atan Alanyaspor’un başında gayet olumlu eleştiriler almıştı. Bu sezon ise işler iyi başlamadı ve 5-0’lık Hatay mağlubiyeti sonrası yollar ayrıldı. Takımı 4.hafta 3 puan ile devralan Bülent Korkmaz ise Galatasaray deplasmanı da dahil arka arkaya 3 maç kazandı. Sonraki 2 maç ise Trabzon ve Konya gibi sert deplasmanlarda birer gol ile bir puanı aldı. Toplamda 5 maçtır kaybetmeyerek zorlu maçlarda henüz mağlubiyet yüzü görmedi ve 11 puan topladı. Bir savunma efsanesi olan Bülent Hoca tecrübeleri ilk olarak savunmayı topladı ve 3 maçta 9 gol yiyen takım sonraki 5 maçta Trabzon, Konya ve Galatasaray deplasmanlarına rağmen sadece 2 gol yedi. Bu hafta rakip ise şu ana kadar beklentinin üstünde performans gösteren Kayserispor. Yine de bence maçın favorisi bence Alanyaspor ve 2-3 tercih yapmaya uygun bir maç. İlk tercihim istatistiklere fazla yansımasa da müthiş maçlar çıkaran Davidson olacak. Bu hafta skor katkısı verebileceğini düşünüyorum. Emre Akbaba da duran toplardaki etkisi ile değerlendirilebilir. Muhtemelen savunmadan Fatih Aksoy ile Borja ve kaleci Serkan tercihleri de akla gelecektir. Bu isimler de gayet mantıklı tercihler ancak benim sürpriz adayım Nemanja Milunovic olacak. Kariyerinde golcü bir stoper olan Sırp oyuncunun gol ile tanışma zamanı gelmiş olabilir.
Sivasspor kazanır mı?
Bence evet. Haftanın favorilerinden birisi de Sivasspor. 5 hafta kazanamadıktan sonra 2 hafta üst üste kazanmış olsalar da son hafta Beşiktaş deplasmanında mağlup oldular. Şimdi evlerinde Antalyaspor’a karşı kazanarak tekrar 3 puan isteyeceklerdir. Pedro Henrique penaltı avantajı ile kadrolara alınabilir. Gradel de dönüş sinyallerini verdi ve etkili bir maç ile skor katkısı bekliyorum. Goutas da haftanın en çok tercih edilen oyuncularından birisi olacak mutlaka ama Uğur Çiftçi de Gradel ile birlikte sol tarafta etkili olabilir. Sürpriz gollerine alıştığımız ama henüz bu sezon gol ile tanışamayan Hakan Arslan’ın ise artık gol zamanı geldiğini düşünüyorum (Geçtiğimiz sezon 7 golü vardı). Rakip ceza sahasına girip yaptığı tek vuruşlarla attığı gollere bir yenisini daha ekleyebilir. Ben Hakan’ı deneyeceğim.
Karadeniz derbisi ne olur?
Aslında Giresun birkaç hafta olumlu sinyaller vermiş ama gerek şanssızlık gerek de beceriksizlik nedeniyle bir türlü kazanamamıştı ancak geçen hafta Göztepe deplasmanından 3 puan ile dönerek ilk galibiyetlerini aldılar. Bu hafta rakip Rizespor olacak. Onlar daha zor günler geçiriyor ve ligde henüz kazanamayan tek takım olarak sıralamada en dipteler. Hamza Hamzaoğlu göreve geldikten sonra Galatasaray karşısında ufak da olsa bir kıpırdanma var gibiydi ama henüz karar vermek için erken. Maçın biraz daha Giresun’a baktığını düşünüyorum ve Diabate bu maç özelinde üzerine düşüneceğim ilk isim olacak. Sezon başından beri beğeni toplasa da henüz asist ve ya gol katkısı olmayan Serginho da bir yerlerde devreye girecektir. O maç bu maç olur diyorsanız tercih edilebilir. Savunmadan da duran topları da kullanan Zeki Yavru’yu değerlendirebiliriz. Rize tarafından ise akla gelen tek isim geçen hafta 2 gol atan Pohjanpalo, tabi eğer sakatlık durumu söz konusu değilse…
Umarım 9. hafta ile ilgili aklınızdaki soruları cevaplandırmışımdır. Yine de aklınıza takılan bir soru olursa, yorumlara yazmanızı rica ediyorum. Elimden geldiğince yardımcı olacağım. Unutmayın merak güzel şeydir. Kediyi öldürür ama insana ateşi, aşıyı, telefonu ve benzeri her faydalı şeyi buldurur… Sağlıcakla kalın…
Sen de Comunio heyecanına ortak olmak istiyorsan -> tıkla!